Sütyen A mı Küçük B mi? Toplumsal Normlar, Cinsiyet Rolleri ve Bedenin Sosyolojik Haritası Toplumları anlamak, görünenden çok görünmeyeni çözümlemektir. Bir araştırmacı olarak, her zaman bireylerin bedenleriyle ve kimlikleriyle kurdukları ilişkiyi merak etmişimdir. Çünkü toplum, yalnızca yasalarla ya da ekonomik sistemlerle değil; bedenlerin nasıl algılandığı, nasıl sınıflandırıldığı ve nasıl temsil edildiğiyle de şekillenir. “Sütyen A mı küçük, B mi?” sorusu, yüzeyde teknik bir beden ölçüsü tartışması gibi görünse de, derinlerde kadın bedeni üzerindeki kültürel kodların ve toplumsal normların izlerini taşır. Toplumun Bedeni Kodlaması: Normdan Sapmaya Kadar Sosyolojik açıdan bakıldığında, beden yalnızca biyolojik bir varlık değil, aynı zamanda toplumsal bir inşa…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Sadece duş almak gusül abdesti sayılır mı? Tarihsel bir bakış Bir tarihçi olarak, geçmişe bakarken insanlık tarihinin sadece büyük olaylarla şekillenmediğini, aynı zamanda günlük hayatta ve alışkanlıklarda da ciddi dönüşümlerin yaşandığını fark ediyorum. İnsanlar zamanla, sadece nasıl yaşadıkları değil, aynı zamanda nasıl temizlendikleri, nasıl ruhsal ve bedensel arınmayı sağladıkları konusunda da pek çok değişiklik geçirdiler. Bugün de sıkça karşılaşılan bir soruyu ele almak istiyorum: Sadece duş almak gusül abdesti sayılır mı? Bu soruya verilecek yanıt, sadece günümüz İslam dünyasındaki dini ritüellere dair bir tartışma değil, aynı zamanda tarihsel bir arınma ve temizlenme anlayışının nasıl dönüştüğünü anlamaya yönelik bir yolculuktur. Gusül…
Yorum BırakKamburluğa Ne Denir? Eğlenceli, Gerçekçi ve Biraz da Dertli Bir Bakış Hadi itiraf edelim: Hepimiz hayatımızın bir döneminde aynaya bakıp “Ben hep böyle mi duruyorum yoksa bugün mü çöktü bu omuzlar?” diye iç geçirmişizdir. Duruş bozukluğu ya da tıp dilinde “kifoz” dediğimiz şey, kulağa ciddi bir sağlık terimi gibi gelse de aslında günlük hayatımızın tam ortasında saklanan eğlenceli (ama bir o kadar da düşündürücü) bir mesele. Yani evet, kamburluğa tıpta kifoz denir ama gelin biz onu biraz daha samimi şekilde tanımlayalım: “Sosyal medya çağında omurganın isyan etmesi”, “bilgisayar başında 8 saat oturmanın hatırası” ya da “hayat yüklerinin omuzlara bıraktığı imza”…
Yorum BırakGübreleme Neden Yapılır? Öğrenmenin Dönüştürücü Gücüyle Toprağın ve Bilincin Beslenmesi Bir eğitimci olarak her zaman şuna inanırım: öğrenme, tıpkı toprağı gübrelemek gibidir. Bilgi, doğrudan verildiğinde değil; beslendiğinde, işlendiğinde ve anlam kazandığında kalıcı hale gelir. “Gübreleme neden yapılır?” sorusu, ilk bakışta tarımsal bir teknik gibi görünse de, aslında öğrenmenin ve gelişmenin en güzel metaforlarından biridir. Çünkü hem toprak hem insan, doğru şekilde beslendiğinde verimli olur; yanlış yöntemlerle “doyurulduğunda” ise tükenir. Öğrenme Süreci Olarak Gübreleme Eğitim teorileri, bilgi aktarımının mekanik değil, dönüştürücü bir süreç olduğunu söyler. Toprak da aynı şekilde dönüşür; organik maddeyle, zamanla, sabırla. Davranışçı yaklaşıma göre, gübreleme bir uyaran gibidir…
8 YorumGömülü Köpek Diş Çekilmezse Ne Olur? Sosyolojik Bir Perspektiften Beden, Kimlik ve Toplum Toplumların dişlerine bile anlam yüklediği bir dünyada yaşıyoruz. Bir sosyolog olarak insan bedeninin yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda toplumsal bir metin olduğunu düşünürüm. Diş ağrısı sadece fiziksel bir rahatsızlık değil, toplumsal yapının da metaforudur. “Gömülü köpek diş çekilmezse ne olur?” sorusu, ilk bakışta tıbbi bir mesele gibi görünür; fakat aslında toplumun bastırılmış normlarını, görünmeyen hiyerarşilerini ve bireyin bedeniyle kurduğu karmaşık ilişkiyi açığa çıkarır. Bedenin Toplumsal Anlamı: Gömülü Olan Diş Değil, Sessizliktir Birçok kültürde diş, güç, estetik ve kimlik sembolüdür. Özellikle “köpek dişi” —yani kanin diş— insanın ilkel…
8 YorumGrev Kırmak Ne Demek? Öğrenmenin, Empatinin ve Dayanışmanın Pedagojik Gücü Giriş: Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Üzerine Bir eğitimci için en derin farkındalık, bilgiyi öğretmek değil, öğrenmenin dönüştürücü gücünü fark ettirmektir. Öğrenme, yalnızca zihinsel bir süreç değil, ahlaki ve toplumsal bir eylemdir. Tıpkı bir grevde olduğu gibi, öğrenme de bazen direnişi, bazen dayanışmayı, bazen de yeniden anlam kurmayı gerektirir. Peki, “grev kırmak” ne anlama gelir? Ve bu kavram, pedagojik bir bakışla nasıl okunabilir? Grev Kırmanın Tanımı: Dayanışmanın Bozulduğu Nokta Grev kırmak, en basit anlamıyla, çalışanların topluca işi bırakıp hak aradığı bir dönemde, o işi sürdürmeye veya grevi etkisiz hale getirmeye çalışan kişi…
8 YorumGrejuva İçinde Ne Var? Varlığın Katmanlarını Tadarken Bir filozof için bir şeyi “açmak” — ister bir fikir, ister bir nesne, ister bir lezzet olsun — yalnızca merakın değil, anlam arayışının da bir eylemidir. “Grejuva içinde ne var?” sorusu, yüzeyde bir tarifin, bir bileşimin, bir içeriğin merakı gibi görünür. Oysa derinde, bu soru insanın bilgiye, varlığa ve hakikate yönelişinin bir metaforudur. Grejuva, yalnızca bir şeyin adı değildir; aynı zamanda “iç” kavramının kendisini sorgulatan felsefi bir aynadır. Etik Perspektif: İçin Sorumluluğu Bir şeyin “içinde ne olduğu”, aynı zamanda o şeyin doğasına ilişkin etik bir meseledir. Bir yiyeceği, bir düşünceyi, hatta bir eylemi…
Yorum BırakJaponca Ne Tarafa Yazılır? Kadın Beyni, Erkek Stratejisi ve Yazının Yönü Arasında Kayıp Bir Yolculuk 🚀 Giriş: “Sağa mı, sola mı? Yukarıdan aşağıya mı? Yoksa çarpraz mı yazıyorlar?” 🤔 İtiraf edelim… Japonca öğrenmeye çalışan hemen herkesin aklını kurcalayan o meşhur soru var ya: “Japonca ne tarafa yazılır?” Cevabı basit gibi dursa da işin içine girince, sanki IKEA’dan alınmış mobilyayı İsveççe kılavuzla kurmaya çalışıyormuşsun gibi bir karmaşa çıkıyor. Hele ki erkeklerin “Çözüm odaklı olalım kardeşim, bir yön söyle bitsin bu iş!” yaklaşımı ile kadınların “Ama hangi durumda, hangi bağlamda, hangi duygusal derinlikle yazılıyor?” sorgusu birleşince… Ortaya kelimelerin yönünden çok daha büyük…
Yorum BırakAK Parti Milli Görüşçü mü? Bir Antropoloğun Gözünden Siyasal Kimliklerin Kültürel Anatomisi Kültürlerin birbirine karıştığı, kimliklerin yeniden biçimlendiği bir çağda yaşıyoruz. Antropoloji, sadece uzak kabilelerin yaşam biçimlerini değil, modern siyasal hareketlerin de ritüellerini, sembollerini ve topluluk ruhlarını anlamaya çalışır. Bu yazıda, bir antropoloğun meraklı gözleriyle, Türkiye’nin en etkili siyasal oluşumlarından biri olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti)’nin Milli Görüş hareketiyle olan ilişkisini inceleyeceğiz. Bu sorgulama, ideolojik bir tartışmadan ziyade, kültürel süreklilik ve kimlik dönüşümü perspektifinden yürütülecektir. Milli Görüş’ün Antropolojik Kökeni: Cemaatten Cemaate Milli Görüş, yalnızca bir siyasal ideoloji değil, aynı zamanda bir kültürel topluluk biçimidir. Necmettin Erbakan’ın önderliğinde 1970’lerde…
2 YorumGüneş Tam Tepede İken Gölge Oluşur mu? Kültürlerin Işığında Bir Antropolojik Yolculuk Bir antropolog olarak dünyayı gözlemlerken, her kültürün gökyüzüne farklı anlamlar yüklediğini fark ederim. Kimi toplumlarda güneş yaşamın kaynağı, kimilerinde yakıcı bir sınavdır. Ama hemen hepsinde, ışık ve gölge arasındaki ilişki, insanın varoluşunu anlamlandırma biçimlerinden biridir. Bugün sizi, basit bir sorunun derinliklerine davet ediyorum: Güneş tam tepede iken gölge oluşur mu? Bu soru, yalnızca bir fiziksel olguyu değil, insanın doğayla kurduğu sembolik ilişkiyi, kimliklerini nasıl inşa ettiğini ve kültürlerin ışık karşısındaki duruşunu da sorgulatır. Gölgesiz An: Antropolojide Işığın ve Yokluğun Anlamı Güneşin tam tepedeyken (zenit konumunda) olduğu anda, cismin…
Yorum Bırak